Zünnun-ı Misri şöyle der: Bir zamanlar içi yemyeşil olan bir bağa rastladım, baktım ki bir genç, bir elma ağacının altında namaz kılıyor. Kendisinin namaz kıldığının farkına varmadan selam verdim. Selamımı almadı. Tekrar selam verdim. Yine selamımı almadı. Namazını bitirdikten sonra parmağı ile toprak üzerine şu şiiri yazdı:
Dil konuşmaktan men olundu. Çünkü o düşmanlığa sebebtir, belki afetleri celbedendir. Konuştuğun vakit, Rabbini zikret. Onu unutma ve her halinde Ona hamdet.
Bunu okuduğum vakit uzun uzun ağladım. Sonra ben de parmağımla yere şu şiiri yazdım:
Hiçbir yazan yoktur ki, yerde çürümesin, fakat zaman, ellerin yazdığını, devamlı saklar. Elinde kıyamet günü gördüğün vakit, seni sevindirecek olandan başka bir şey yazma.
O genç, bunu okuduğu vakit, şiddetle haykırdı, sonra vefat etti. Onu kefenleyip defnetmek istedim, fakat:
Onun cenazesini melekler kaldıracaktır diye bir ses işittim. Bunun üzerine çekilip ağaca doğru yürüdüm ve ağacın altında iki rekat namaz kıldım. Sonra cenazenin bulunduğu yere baktım. Ne cenazeden bir eser gördüm ve ne de bir haber alabildim. Kullarına istediği gibi ihsan eden Allahü Teala yı tesbih ederim.
@ Harbisin.Com – İslami Sohbet Odaları
Zünnûn-ı Mısrî Kimdir?
Zünnûn-ı Mısrî veya Zû’l-Nûn el-Mısrî, Tasavvuf felsefesinin kurucularından ve ilk temsilcilerinden olup, asıl ismi Abû Faid Thawban ibn İbrahim ’dir. Tam adı ise Dhu’l-Nûn Abû Faid Thawban bin İbrahim el-Mısrî olarak bilinir.
Doğum: MS 796, Ahmim, Mısır
Ölüm: MS 859, Kahire, Mısır
Bakınız Vikipedi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Zünnun-i_Mısri